22 Temmuz 2010 Perşembe

Ben Roma'yım!

Kendimi bir şehirle özdeşleştirmek istesem, hangisi olurdu diye düşündünüz mü hiç? Ben düşündüm, hem de çok kez… Ama sanırım artık biliyorum.
Ben Roma’yım.
Ben Roma’yım. Bir zamanların en büyük imparatorluğuyum. Dünyaya hükmettim çok uzun bir süre… Ulaşılması en zor, en zor ele geçirilen, herkesin korktuğu bir imparatorluğum ben… Bir başkentim. Ama eskidim, hükmüm yok artık fazla, eski bir imparatorluk, eski bir başkentim ben…
Ben Roma’yım. Dünyanın en büyük antik şehriyim. Görülmesi gereken bir yer… Ama gel gör ki, şimdi sadece kalıntılarım var görebileceğin… Açık bir müze gibiyim herkesin rahatlıkla gezebileceği… Ama tek görebileceğin, o eski ihtişamın kalıntıları ve müzelerim… İçlerinde büyük hikayeler barındıran kalıntılarım ve müzelerim… Tek yapman gereken anlamak için bakman, her şey öyle ortada ki, sanki bir açık hava müzesiyim. Ben Roma’yım.
Ben Roma’yım. İçinde en büyük aşklardan birinin yaşandığı şehirim ben… Sezar ve Kleopatra’nın aşkının merkeziyim. Brütüs’ün ihanetinin belgesiyim ben… Her savaştan galip çıkan general Maksimus’un sevgili şehriyim ben… Ben Sezar’ım Kleopatra’ya aşık olan, ben Brütüs’üm Sezar’a en yakın olup ta ihanet eden ve ben Maksimus’um her savaştan galip çıkan… Ben Roma’yım.
Ben Roma’yım. İçimde dünyanın en büyük hazinelerini barındıran, hatta dünyanın yedi harikasından birisiyim… Ben Coliseum’um, benim meydanımda ve tanıklığımda oldu tüm büyük karşılaşmalar… Benim içimde yaşıyor o şanlı gladyatörler ve içimdeki aslanlara karşı savaşıyorlar. Ama hep galip gelen benim, ne gladyatörler ne de aslanlar, kimin kazandığı fark etmiyor. Hep ben kazanıyorum. Ben Roma’yım.
Ben Roma’yım. Dünyadaki en büyük inanç sistemlerinden birinin başkenti içimde ve onun askerleri var kimsenin tanımadığı ve çok az kişinin gördüğü… Onun sınırlarından içeri girmek kolay değil… Hem de hiç! Ancak o inancın önüne gelip seyredebilir ve belli bölgelerine girebilirsin. Bu da sana yetmez. Daha fazlasını bilmek istersin ama inancın yetmez. Ben Roma’yım.
Ben Roma’yım. Bir zamanlar dünyanın yaklaşmaktan korktuğu… Şimdi ise herkesin ziyaretime geldiği ve topraklarımda serbestçe dolaştığı… Hatta yasak olmasına rağmen tarihime el sürdüğü… Müzelerim ve tarihim herkese açık… Ziyaret saatleri belli… Beni anlaman için üç gün yeter… Sınırlarım çok ta uzaklara dayanmıyor. Ben Roma’yım.
Ben Roma’yım. Aşıklar için bir çeşmem var. Dileklerin için de… Atacağın paralar bende geçersiz. Ama dileklerin yerine gelir. Ben bunun için o çeşmeyi açık bırakıyorum halen... Bazıları da seyreder o çeşmeyi ve dilekleri gerçekleştirdiğimi ama cesaret edemez dilemeye… Tarihte çok aşk dileğini gerçekleştirdim ben, sen de dene... Bilmiyorsan söyleyeyim. Ben Roma’yım.
Ben Roma’yım. Dünyanın en büyük mezarlarından birine sahibim ve bu mezarı yemek yerken seyredebilecek bir meydana… Pantheon derim ben ona… Mezar anlamında… Mezara girmen yeni bir hayatı başlatır başka bir boyutta… Söyle bana dünyanın neresinde bir mezarı yemek yerken seyredebilirsin, yani ölümü, yaşarken seyredebilme şansın var? Hem ölümü hem yaşamı görebilir misin? Hem hayatın, hem ahretin en büyük iki zevkini aynı anda tadabilirsin? İşte bu yüzden ben farklıyım. Ben Roma’yım.
Ben Roma’yım. Biraz ötem Milano; modanın başkenti, biraz berim Floransa, sanatın şehri… Aşağısı Venedik, bir şehir ki çok romantik, yukarısı Toskana, sarp dağlarıyla… Ama hepsinin merkezinde ben varım, ben olmasam, imparatorluğum olmasa, olmazdı bu nadide yerler... İşte ben bu yüzden Roma’yım.
İçimde halen bir Sezar var hükmeden bu şehre… Ve halen aramakta Kleopatra’sını her yerde… İşte ben Roma’yım. Bulduğumda yeniden kuracağım imparatorluğumu ve hükmedeceğim yedi denize, askerlerim ve ordularımla… Çünkü ben inancın merkeziyim asırlardır. İçimde bir başka imparatorluk var ki yıkılmayacak kolay kolay… Ve her savaşım hayatla birer haçlı seferi gibi, tek farkım bu seferlerde, taşıdığım haç denen tahta değil, kanlı canlı kalbim… Ben Roma’yım!
Aşıkların şehri, dileklerin olduğu, ölümle yaşamı içinde barındıran, savaşların her zaman en zorlularını yaşayan, her kaldırım taşında bir hikaye saklı olan, tarihi olan eski bir imparatorluğum ben, halen dünyaya hükmeden… Ben Roma’yım, Roma!

Hiç yorum yok: